Çok değerli basın mensupları, sizleri ve sizlerin aracılığıyla herkesi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. 19 yıllık AK Parti iktidarının 19 yıldır milletimize, bizlere en sık söylediği şey reform. Millet seçmen her türlü yetkiyi verdi, 19 yıldır tek başına yönetiyorlar. Eğitim alanında, ekonomide, adalet alanında her alanda sürekli stratejik planlar, belgeler açıklıyorlar ve bunları reform olarak niteliyorlar. Şu sizlere gösterdiğim yargı reformu strateji belgesi. 30 Mayıs 2019 tarihinde sarayda AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı. Ve dediler ki, “biz bununla ilgili her yıl Adalet Bakanlığının sitesinde izleme ve değerlendirme raporu yayınlayacağız.” Bir bakın lütfen Adalet Bakanlığı sitesine bir rapor bulabilir misiniz acaba? Ciddiyetsizlik had safhada. Devlet ciddiyetle yönetilir değerli basın mensupları.
BUGÜN DAĞ FARE DAHİ DOĞURMUYOR
Bu belgenin içinden bazı şeyler okuyacağım size. 30 Mayıs 2019’da bu belge sarayda açıklandığı gün biz yine basın açıklaması yapmıştık. “Kanser hastası aspirinle tedavi edilmeye çalışılıyor” demiştik bunun içeriğine göre, “dağ fare doğurdu” demiştik. Ama bugün dağın fare dahi doğuramadığı günlerdeyiz.
Değerli basın mensupları, bu belgede 30 Mayıs 2019 tarihinde açıklanan yargı reformu stratejik belgesinde örneğin diyor ki, “Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında yer verilen ihlal alanlarına ilişkin etkili çözümler geliştirilecektir.” Ama bu belgeden çok sonra Enis Berberoğlu davasında yaşadıklarımız, Osman Kavala kararları AİHM kararlarına, Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayan bir zihniyet zaten reform yapamaz.
Bu belgeden başka bir cümle, “internet ortamında yapılan yayınların düzenlenmesi hakkında kanunda ve diğer kanunlarda yer alan erişim engelleme usulleri ifade özgürlüğü çerçevesinde ele alınarak gerekli değişiklikler yapılacaktır.” 30 Mayıs 2019’da söylemiş AK Parti Genel Başkanı. 2019 sonu itibariyle kapanan internet sitesi sayısı 408 bin 494. Oda TV bugün itibariyle 363 gündür kapalı. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz demiş büyüklerimiz. Uygulamaya baktığınızda her şey çok açık görülüyor.
ASIL REFORM ZİHNİYETTE YAPILMALI
Yine diyor ki, bu strateji belgesinde de sürekli söylenen şey, yargıçlar için coğrafi teminat. Elinizden tutan mı var coğrafi teminat getirmek için. 2020 yılında Hâkimler Savcılar Kurulu kararıyla yalnızca adli yargıda 4 bin 261 hâkim savcının yerini değiştirdiniz. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu aleyhinde tazminat davaları açılıyor o davalara bakan hâkimler bile değiştiriliyor işlerine gelmediği zaman. Bu mu güvence? Asıl sorun uygulamada. Asıl zihniyette reform yapılması lazım, bu iktidarın değişmesi lazım yeni bir yönetim anlayışına ülkemizin çok ihtiyacı var. Yine deniyor ki, “hukuk fakültelerinde mevcut akademik kadroların niceliği ve niteliğine ilişkin temel ilkeler yeniden belirlenecek.” Hukuk fakülteleri çok önemli adalet için, iyi yetişmiş hâkim, savcı, avukatlar için değil mi? Daha birkaç hafta önce hukuk fakültelerinde mevcut akademik kadroların niteliğinden bahsedenler daha birkaç hafta önce iki tane yeni hukuk fakültesi açtılar. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla açıldı biri Boğaziçi Üniversitesinde. 86 tane hukuk fakültesi var ülkemizde değerli basın mensupları. Bir örnek vereceğim anayasa tartışmaları da çok gündemde ya. Ülkemizde kaç tane anayasa hukuku doçenti var biliyor musunuz? 15 tane. Kaç tane anayasa hukuku profesörü var biliyor musunuz? 31 tane. 86 tane hukuk fakültemiz var hâlâ hukuk fakültesi açan zihniyet yargıda reform yapacakmış. Bu paylaştıklarım 2019 tarihli yargı reforma strateji belgesinde. Yani dünden değil. Ama görüyoruz ve biliyoruz ki bütün bu reformları da, bütün bu strateji belgelerini de, planları da bizzat AK Parti Genel Başkanı Sayın Cumhurbaşkanı açıklıyor. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan reform konusunda yalancı çobandır değerli basın mensupları. Uygulamada zaten gerçeği bize gösteriyor.
Değerli basın mensupları, uygulamada çok ciddi sorunlarımız var. Adaletsizlik büyüyor, hukuksuzluklar büyüyor. Adaletin olmadığı yerde aş, iş, ekmek de olmaz. Hukuk devleti değilseniz kendi vatandaşınıza da, dünyaya da güven veremezsiniz, güveninizi itibarınızı kaybedersiniz. AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan son yerel seçimlerde İstanbul’u iki kez kaybettikten sonra dengesini de kaybetti. Yargı reformundan bahsediyorlar, adaletten bahsediyorlar ama İstanbul’u kaybettikten sonra İstanbul İl Başkanımız Sayın Canan Kaftancıoğlu 10 yıla yakın hapis cezasına çarptırıldı niçin? Düşüncelerinden dolayı. Niçin? Eleştirilerinden dolayı. Ne güzel söylüyor AK Parti Genel Başkanı “düşüncelerini açıkladığı için, eleştiri yaptığı için hiç kimse özgürlüğünden mahrum bırakılamazmış.” Bu hapis cezaları ne? İstanbul İl Başkanımız Sayın Canan Kaftancıoğlu İstanbul İl Bakanı seçildikten tam iki gün sonra düğmeye basıldı, soruşturma başladı ve şimdi ağır, yüksek hapis cezalarıyla karşı karşıya. Bakalım yüksek yargı düşünceyi, eleştiriyi, ifade özgürlüğünü koruyabilecek mi? Baskı altında kalmazsa koruyacağına inanıyoruz.
İKTİDAR İSTANBUL İLE DENGESİNİ DE KAYBETTİ
Çok çarpıcı bir örnek daha; İstanbul’u iki kez kazanan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ve İstanbul’un, 16 milyonun seçilmiş Belediye Başkanı, seçilmiş kişisi Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında iki yıla kadar hapis isteniyor. Ordu’da görülüyor dava Ordu Asliye Ceza Mahkemesinde. Ekrem İmamoğlu’nu da cezalandırmak istiyorlar. Korku o kadar büyümüş ki sarayın duvarları arasında korku çok büyük. Korku büyüdükçe otoriterleşiyor, otoriterleştikçe hata yapıyorlar, hata yaptıkça da adaleti zedeliyorlar.
NE REFORMLAR GÖRDÜK, ZATEN YOKTULAR
Değerli basın mensupları, birkaç örnek vereceğim son dönemlerde çok yaşanıyor. Sabaha karşı 4’te, 5’te insanların evlerinin kapısını kırıp evlere giriyorlar. Çocuklarının önünde yatırıp ters kelepçe yapıyorlar, gözaltına alıyorlar. Bunu yasalar mı emrediyor yoksa saray iktidarı mı? Hani yargı reformundan bahsedenlere söylüyorum mevcut yasal mevzuatımız ne diyor? Davetiye gönder, çağır ifadesini al medeni bir şekilde. Zihniyet, zihniyette reform çok çok önemli. Adaletsizlik büyüdükçe ekonomideki, siyasi krizdeki bütün krizler büyüyor. Zaten tek adam sistemleri ne adalette, ne siyasette hiçbir krizi çözemezler. Her gün belge açıklıyorlar, her gün reform diyorlar. 2023’te daha önce açıkladığı kalkınma planlarına göre kişi başına düşen milli gelirimiz 25 bin dolar olacak. Onu taahhüt ettiler millete, onu söylediler 25 bin dolar olacak. Şimdi 8 bin dolarlara kadar düştü. Söylenenlerle gerçekler maalesef çok farklı. İktidar bir yalancı çobana dönüşmüş durumda.
Son olarak değerli basın mensupları, son söz olarak da Attila İlhan’a saygıyla bitirmek istiyorum. Ne reformlar gördük zaten yoktular.
Çok teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum.
Soru- Efendim Cumhurbaşkanı dünde açıklamalarında aslında yeni anayasayla ilgili yeniden bu konu başlığına girdi ve tabi bunu da sıklıkla dile getiriyor. CHP’nin anayasayla ilgili tavrı, duruşu ne olacak acaba?
Muharrem ERKEK- Partimizin duruşu çok net; demokratik bir hukuk devletinin tesisi için iki şey yapacağız. Hükümet sistemi çok önemli, mevcut sisteme artık güvende kalmadı. Bir güçlendirilmiş parlamenter sistem, iki bağımsız ve tarafsız yargı. Demokratik hukuk devleti için bunları yapacağız. Bunları biz yapacağız. İlk seçimde iktidar olacağız, yeni seçilen Cumhurbaşkanımızla birlikte bizlerde mecliste bunu toplumsal uzlaşmayla gerçekleştireceğiz. Yeni anayasadan bahsedenler, çok somut bir örnek vermek istiyorum. 16 Nisan 2017 tarihli OHAL döneminde yapılan referandumla biliyorsunuz anayasada değişiklikler yapıldı. Bir değişiklikte şu, anayasanın 105 ve 106. maddelerini bir hatırlatmakta fayda var. Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcıları ve bakanlar için özel bir koruma getirildi. Hani bugün milletvekili dokunulmazlıklarını tartışıyoruz ya Cumhurbaşkanı ve bakanlar için yaşam boyu süren mutlak bir dokunulmazlık ve cezai sorumsuzluk zırhı getirildi. Yani Cumhurbaşkanı veya bir bakan görevini bıraktıktan sonra dahi yargılanabilmesi için 400 elin kalkması lazım mecliste. Bunu getirdiler anayasaya. Fiilen imkânsız bir durum. Yani cezai sorumlulukları artık mümkün değil. Örneğin bunu değiştirecekler mi bunu sormak lazım. Yeni anayasa diyorsunuz, hazırlayacağınız yeni anayasada bu mutlak dokunulmazlıktan, bu cezai sorumsuzluk halinden vazgeçecek misiniz? Adaletin önünde millete hesap verecek misiniz? Kesinlikle samimi değiller, kesinlikle değiller ama biz ilk seçimden sonra milletimizle birlikte bunu yapacağız.