ERKAL, ÇASİAD İLE GÜNDEM TOPLANTISINA KATILDI

Vali Hamza Erkal, ÇASİAD tarafından düzenlenen “ÇASİAD ile Gündem” toplantısına katıldı. Kent sorunlarının ve gündeminin değerlendirildiği toplantıda Erkal, Çanakkale’nin ekonomik olarak işadamlarının çalışmaları ve gayretleriyle çok iyi bir konuma geleceğini ifade etti.  Çanakkale’nin bu potansiyele sahip samsun rent a carğunu belirten Vali Hamza Erkal, coğrafi konumu, altyapısı, dışa pazarlanabilecek çok büyük imkânlarıyla Çanakkale’nin önünün açık ve iyi samsun rent a carğunu vurguladı.  Vali Hamza Erkal, yaptığı değerlendirmelerde şunları kaydetti: “Ekonomik yatırımlar genelde istikrarla paralel gider. Çok şükür ülkemizde istikrarın önümüzdeki süreçte sağlanacağıyla ilgili hepimizin ümidi net. Halkımız her zaman olaya el koyup, ileriye yönelik tercihlerini belirterek sizlere yön verdi. Meşruiyetin kaynağı olan halk, ne karar verirse biz onlara elbette ki riayet edeceğiz. Halk, son olarak verdiği kararla ülke ekonomisine, ülke siyasetine bir yön verdi. İstikrar yönünde bir karar aldı.  Bu yatırımcıların, işadamlarının en çok arzuladığı beklediği bir ortamdı. Çünkü öncesinde de konuştuğumuz işadamlarının çoğu, yatırımlarla ilgili ileriyi göremedikleri için bir adım atamadıklarını ifade ediyorlardı. Hatta, devlet ihale yapmak istediğinde dahi, ihaleye katılan veya davet edilen birçok işadamı gelmek istemiyordu. Çünkü ilerisini göremediği için vereceği fiyatın ona zarara mı, kâr mı getireceğini bilmiyordu. İşadamları ileriyi göremiyordu, dolayısıyla da teklif dahi veremez haldeydiler. Artık hepimizin önünü gördüğü bir ortam var. Bundan sonra bu ortamdan ümit ediyorum ki Çanakkale de nasibini alacaktır.  Ekonomiler artık durağan ekonomiler değil. Küresel dünyada artık herkes bir bilgisayarla, bir cep telefonuyla her yere ulaşabiliyor. Dünyada neler üretiliyor veya dünyada neler talep ediliyor bunun rahatlıkla görebildiği bir ortam içerisindeyiz. Dünya artık bir küresel köy haline dönüşmüş durumda, biz Türkiye’deki işadamlarının özellikle son 10 yıl içerisinde neler yaptığını gayet iyi biliyoruz. Dünyada ekonomik krizler, tökezlemeler yaşanırken Türk işadamları dünyanın her yerine açıldılar. Büyük imkânlardan istifade edip, Çin’e, Uzak Doğu’ya, Avrupa’ya her yere mal satar hale geldiler.  Oradaki imkânları değerlendirip, ham maddeleri alarak burada işleyip, tekrar satışa sundular. Bütün dünyada, özellikle Yunanistan, Bulgaristan, Suriye’de yaşanan ekonomik krizlere rağmen, en çok etkilenmesi gereken, en çok zarar görmesi gereken Türkiye Cumhuriyeti, çok başarılı bir performans sergileyerek, ekonomik anlamda bir istikrar abidesi görünümü sergiledi. Bu ekonomimizin rayına oturduğu, işadamlarımızın büyük gayretlerle şirketlerini kurumsal hale getirdiğinin göstergesidir. İşadamlarımız rekabet ortamında rahatlıkla yarışabilir hale gelmişlerdir. Türkiye ekonomisi hakikaten şu anda çok iyi bir durumda. Çanakkale özeline tekrar gelecek olursak bu söylediğim ortamdan Çanakkale de istifade edecek. Çanakkale’nin mevcut yapısında, turizm tarım ve çok sınırlı bir şekilde sanayi de gelişiyor. En çok üzerinde durmamız gereken konulardan birisi turizmimizi çeşitlendirmek, destinasyonlar belirlemek, kâr elde edebilecek hale getirmektir.  Gelen turistin sadece bir iki gün değil, en az bir hafta kalmasını sağlayacak şekilde aktiviteler oluşturmak gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalar yapılmalı, önümüzdeki süreçte üniversiteyle işbirliği yapıp turizm işletmeleri ve turizm dernekleriyle ortak bir şekilde bu konuya eğilmek gerekir diye düşünüyorum. Bunun yanında tarım Çanakkale’de biraz daha üst seviyede. Ancak yine de teknolojinin daha üst seviyede kullanıldığı, verimin attığı, tarımsal üretim yapmak durumundayız. Küçük işletmelerin ölçeğini büyütüp kâr oranını arttırmamız lazım. Türk tarımının en büyük handikaplarından biri de ufak ufak işletmeler şeklinde devam etmesidir. İşletmeler büyüdükçe kullanılan makinalar daha rantabl olacak ve bu durum maliyete yansıyacaktır.  Çanakkale son zamanlarda enerji konusunda da ön plana çıktı. Hem halkın, hem sivil toplum örgütlerinin enerjiye karşı bir direnci var, buda gayet normal bir direnç. Kurulacak sanayinin çevreyi, adana escorti, kirletmemesi ve tarıma zarar vermemesi gerekiyor. Bu mümkün mü mümkün elbet, en kıymetli varlıklardan birisi de çevredir. İçinde yaşadığımız ortamın havasının temiz, yeşil ve güzel olmasını hepimizin arzu ediyoruz. Çevreyle uyumlu, sürdürülebilir ve yenilenebilir enerjiye hepimizin destek vermesi lazım.