Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Deniz Teknolojileri Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Halit Kuşku, yaptığı araştırma sonucunda dünyada bir ilke imza attı. Tatlı su kaynaklarını tehdit eden istilacı zebra midyelerine karşı biyolojik mücadele yöntemi bulan Dr. Öğr. Üyesi Halit Kuşku konuyla ilgili bilgilendirmede bulundu.
ÇOMÜ’nün haberine göre; Dr. Öğretim Üyesi Halit Kuşku, konuyla ilgili yapmış olduğu bilgilendirmede, “Zebra Midyeleri nasıl bir tehlike arz ediyor?
Tatlı su kaynaklarında yaşayan Zebra Midyeleri, suda bir filtre görevi görseler de bulundurdukları bysal iplikçiklerle canlı-cansız her şeyin üzerine yapışarak istilacı bir biçimde çoğalmalarıyla problem oluşturmaktadırlar. Canlı iken veya canlılık özelliklerini kaybetmelerine rağmen bulundukları ortamda yapışık olarak kalan midyeler; hidroelektirik santraller, barajlar, barajlardaki nakil hatları, boru içleri, yapay ve doğal göletlerin ulaşım kanallarında görülmektedir. Tatlı su kaynaklarının ulaşımındaki kanallarda çoğalmaları halinde suyun iletimini engellemekte, keskin kabuk yapıları yüzünden balıkçı ağları üzerinde üremeleriyle balık ağlarını parçalamakta, balık yataklarını istila etmeleriyle balıkların üreme aşamalarına zarar vermekte, hidroelektrik santrallerinde enerji kaybına sebep olmakta ve barajlardaki su tutma kapasitesini düşürmektedirler. Zebra Midyeleriyle fiziksel ve kimyasal mücadele yöntemleri bulunsa da içme/kullanma suyu olduğu için kimyasal yöntemlere başvurulamamakta aynı zamanda fiziksel yöntemler de çok fazla maddi kayba yol açmaktadırlar.
ZEBRA MİDYELERİ SADECE KUZEY AMERİKA’DA YILLIK 5 MİLYAR DOLARA EKONOMİK KAYBA SEBEP OLUYOR
Hidroelektirik santralleri, barajlar, göller gibi önemli yerlerde çok fazla üreyip yapışmalarıyla su aktarımı sıkıntısı yaşatan zebra midyelerine karşı mücadele yöntemleri çok maliyetli olup Kuzey Yarımküre bununla ciddi bir savaş vermektedir. Sadece Kuzey Amerika’da senelik 5 Milyar Dolar bir ekonomik kayıp söz konusudur. Tüm dünya olarak değerlendirildiğinde bu rakamın çok daha büyük boyutlara ulaşması beklenmektedir. Ülkemizin önemli barajları ile birlikte önemli tatlı su kaynakları olan Van ve Çıldır Göllerinde de görülmeye başlanan Zebra Midyeleri’ nin önümüzdeki yıllarda dünyada ve ülkemizde daha çok artacağı öngörülmektedir. Bu biyolojik mücadele yöntemi ile istilanın ve maddi kaybın önüne geçilmesi amaçlanıyor. Enerji artışı ve sağlıklı suya ulaşma potansiyelinin artması hedeflenmektedir.
İSTİLACI ZEBRA MİDYELERİNE KARŞI BULDUĞUNUZ BİYOLOJİK MÜCADELE YÖNTEMİ NEDİR?
Su ürünlerinde akustik etkiler benim çalışma alanlarım arasında yer alıyor. Zebra Midyeleriyle mücadele için ses frekansı çalışmaları yaparken Potamon İbericum denilen Avrasya kökenli bir yengeç türüyle karşılaştım. Bu türler arasında bir mücadele gelişebileceğini düşündüm ve gözlemlemeye karar verdim. Gözlemlemek amacıyla Atikhisar Barajından Zebra Midyeleri ve Ezine’de bulunan bir kaynakta var olduğunu tespit ettiğimiz Potamon İbericum Yengeçlerini Deniz Bilimleri ve Teknolojileri Fakültesinin laboratuvarına getirdim. İlk gözlemlerimde yengecin midyeye saldırgan bir biçimde yaklaşarak iştahla yediğini gördüm ama yengecin aç olma ihtimalini göz önünde bulundurarak gözlemlerime devam etmeye karar verdim.
90 günlük bir gözlem sonucunda yengeçlerin midyeyi besin olarak tercih ettiklerini gördüm. Zebra Midyelerinin canlılık özelliklerini kaybetmelerine rağmen yapıştıkları ortamda kalmaları problemi de yengeçlerin midyeleri kabuklarını parçalayarak yemesiyle ortadan kalkmış bulundu. Araştırmalarım sonucunda bir Potamon İbericum Yengecinin günde ortalama 11 Zebra Midyesi tükettiğini gördüm bu yüzden midyelerin bulunduğu bölgelerde yengeçleri attırmayı planlıyorum. Yengeçlerin çoğalması bizim için de avantajlı olacaktır çünkü pazar alanı olan yengeçler, magnezyum ve kalsiyum açısından zengin bir kabuğa sahip, protein açısından zengin bir besin kaynağıdır.
3 AYLIK GÖZLEM SÜRECİ NASIL GEÇTİ?
Yengeçler ışıktan pek hoşlanmayan canlılar, dikkat edilirse karaya çıkışları da akşam vaktidir. Araştırma için laboratuvar ortamında yengeçlerin rahatsız olup strese girmemeleri gerekiyordu, ortama fazla giriş çıkış olmaması için gözlem sürecini tek başıma sürdürdüm. Bu süreçte laboratuvar dışında fikir alışverişi yaptığım Prof. Dr. Murat Yiğit, Prof. Dr. Sebahattin Ergün ve Doç. Dr. Sevdan Yılmaz’a teşekkür ediyorum. Üç farklı akvaryumda yürüttüğüm gözlemde yengeçlerin doğal alanlarına en uygun ortamı sağlayabilmek için yaşam alanları ölçüsüne uygun bir alan oluşturup, özel ışıklandırma kullanarak, akvaryumlarına sığınacakları bir küp koydum. Başlarda günde ortalama 7 midye yiyen yengeçler midye kırma potansiyellerini arttırdıkça bu ortalama 11’e kadar yükseldi. Ayrıca tüketim sırasında midye kabuklarını kırıp parçalayan yengeçler, midyelerin ortamdan maliyetsiz temizlenmesi ve transferi için yararlı bir yöntem ortaya çıkarmış oldu.
Zebra Midyeleriyle biyolojik mücadele sağlayan Potamon İbericum Yengeçleri, midyelerin bulunduğu ortamlarda yaşamlarını sürdürebilirler mi?
Bu yengeç türü kullanma ve içme özelliği olan tatlı su kaynaklarında bazı parametreleri aşmaması şartıyla yaşayabiliyorlar. Farklı parametrelerin yengecin yaşama koşullarını etkilemesiyle ilgili bir araştırma yapacağım. İçinde bulunduğumuz bahar aylarında da yengecin üretilmesiyle ilgili çalışmalar yapmayı hedeflemekteyim. Üniversitemize ve fakültemize bize bu imkânları sağladıkları için teşekkür ederim.