Türk demokrasi tarihine bakıldığında, Türkiye'de "Milli egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." düsturunun, sorunsuz uygulanmaya başlandığında mutlaka inkıta dönemi yaşandığını söyleyen Turan, "Menderes dönemi, Erbakanlı yıllar, Özallı dönemler var. Hep olmuş ancak özellikle Menderes döneminden sonra 1960 darbesiyle ortaya çıkan fotoğraf herkesin hafızasında acı bir hatıra olarak kaldı. Asılan bir başbakan, asılan bir bakan maalesef bu milletin vicdanını hep yaraladı.
Birçok insanın, 27 Mayıs Darbesi sonrasında asılanlar gündeme geldiğinde, "Keşke bunu yapsaydık, keşke buna izin vermeseydik. Sokağa çıksaydık." dediğini aktaran Turan, "İnsanlar perde gerisinden ağlayarak izlemişler, radyolardan dinlemişler. O fotoğrafları ağlayarak incelemişler fakat egemenliğin millete olduğuna ilişkin vurguyu hep eksik yapmışlar.
"Milletimiz dünya demokrasi tarihine şanlı bir hatıra bıraktı"
"Millet, 'Erdoğan bizi sokağa çağırır, egemenliğe sahip çıkar.' demişti. Erdoğan da 'Ey millet, meydanlara çıkın, demokrasiye sahip çıkın.' demişti. 'Biz Menderes gibi bir fotoğrafa bir daha izin vermeyiz.' diyen millet de Erdoğan'ın bu davetine destek olarak yalnızca Türkiye değil, dünya demokrasi tarihine şanlı, şerefli bir hatıra bırakmıştı. Şehitlerimiz, gazilerimiz oldu üzüldük ama her onurlu işin bir bedeli vardır, o bedeli hep beraber yaşamış olduk.
Bizler de kendi şehirlerimizde aynı andan itibaren halkımızı meydanlara çağırarak milli egemenliğin yanında olduğumuzu yüksek sesle dile getirdik.
"Bu sınavı herkes aynı derecede vermedi"
15 Temmuz gecesi birileri için bir onur günüyken birileri için halen utanç günü olmaya devam ediyor. Çağırdık, gelmediler, aradık telefona çıkmadılar. Görüştük ama 'Yarın sabah ne olur, bilmiyoruz'u ima eden cümleler kurdular.
Bu mücadele, Anayasa'nın bize verdiği yetkileri kullanmanın ötesinde tüm milletin duasıyla başka bir yere evrildi. Artık 'Türkiye'de darbe olmasın.', 'Şu anki mevcut örgütlerden kurtulalım.' diyenler, bu konuda ne kadar risk alınacaksa aldılar. Büyük oranda da başarı elde ettik. Tabii ki karşımızda kripto, her kalıba giren bir örgüt var. Halen gizli saklı yerlerde görüyoruz, duyuyoruz. Yargıçlarımız, emniyetimiz adımlar atıyor. O zaman öğreniyoruz ki halen devam ediyor ama ana yapının temizlendiğini, yok edildiğini söyleyebilirim.
Moral ve motivasyon açısından büyük oranda bu terör örgütünün yok olduğunu söyleyebilirim ama halen tedbirli, güçlü olmak durumundayız. Bu işler yapılırken, olağanüstü adımlar atılırken kısmi hatalar yapılmış olabilir ana yapıya baktığımızda hata bir yana büyük bir kahramanlık var. OHAL ilan etmese miydik, kamudaki FETÖ'cüleri temizlemeseydik? Bu adımları atarken milletimize güvenerek daha riskli işler yapmasa mıydık? Yaptık, hamdolsun Türkiye bugün başka bir yere evrildi."
"FETÖ kadim değerlerimizi kirletti"
Biz 'ağabey', 'hoca', 'cemaat' derdik. Namaza giderken, vakfa, derneğe bağış yaparken keyif alırdık ama gelinen yerde bu alçak örgüt maalesef bütün kadim değerlerimizi kirletti. İnsanlar çocuklarını kursa, vakfa, derneğe göndermeye korkar hale geldi. İnsanlar bir kuruma yardımcı olurken, para verirken, bağış yaparken korkar hale geldi. Bu örgütün en büyük kötülüğü bu oldu.
Çanakkaleli hemşehrilerimizin, milletimizin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nü kutluyor, aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle ve minnetle yad ediyoruz.