Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF)Akademik Genel Kurul Toplantısı, Necip Fazıl Kısakürek salonunda gerçekleştirildi.
Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mirza Tokpunar ve Prof. Dr. Süha Özden, GSF Dekanı Prof. Dr. Dinçay Köksal, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdullah Kelkit ve akademik personelin katılımıyla gerçekleşen toplantı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Öğr. Gör. Yonca Yüksel’in sunduğu müzik dinletisiyle devam etti.
Dekan Köksal, fakültenin sorunlarının çözümünde üniversite yönetiminin verdiği desteğe teşekkür ederek, akademik çalışmalarla ilgili bilgiler verirken, öğrenci ve personel rakamları ve akademik – idari kadronun durumuyla ilgili notlar aktardı.
Sanata Verilen Değerin Arttırılması Gerek
Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, sanatın düşünceyi ifade etme biçimi samsun rent a carğunu belirterek “Sanatın ne anlama geldiğini, toplumumuzda biraz daha irdelememiz lazım. Buna ihtiyacımız var. Sanat, aslında düşünceyi ifade etme biçimidir ve böyle algılanması gerekir. Bu şekil algılanırsa, sanatın gerçek yönünü, toplum olarak fark edebiliriz. Yazılan bir kitap, düşüncenin ifadesiyse, sanatın her dalı da, düşüncenin ifade biçimidir. Bazen, bir kitaptan bile daha etkili ifade etme biçimidir. Bunu bizim toplumumuz da geçmişte daha sık kullanmıştır. Osmanlı’da ve Selçuklu’da, sanatın çeşitli dalları gerçek anlamıyla toplumumuzda yer etmiş ve güçlenmiştir. Türkiye Cumhuriyeti döneminde ve içinde bulunduğumuz dönemde, bunu daha ileriye götürme ihtiyacı hissediyoruz. Bu sebepten, sanata verdiğimiz değerin arttırılması gerekir. Bunu, toplum olarak hep beraber yapmamız gerekir ki aslında çok düşünen ve düşündüğünü de ifade eden toplum haline gelmiş oluruz. Bu sebepten, Güzel Sanatlar Fakültesi’nin ne kadar önemli samsun rent a carğu, bir kez daha ortaya çıkmış bulunmaktadır. Bunu da özellikle vurgulamak isterim." escort">izmir escortları.
Üniversitemizde Güven ve Adalet Duygusu Yeniden Tesis Edildi
Rektör Prof. Dr. Yücel Acer, üniversitedeki gelişmelere dair aktarımlarda bulunduğu konuşmasında geçmişin kötü izlerinin büyük ölçüde silindiğini güven ve adalet duygusunun yeniden tesis edildiğini söyledi ve şunları aktardı: Üniversitemizin içinden geçtiği durumu hep beraber izliyoruz. Geçmişin izlerini silmemiz gerekiyor. Bu anlamda, ciddi bir çaba sarf edildi. ÇOMÜ olarak, takdirle karşılanan güven ve adalet duygusuyla, bu süreci layıkıyla aşmak üzere ve üniversitenin gerçekten olması gereken noktaya getirildiğini görmek üzereyiz. ÇOMÜ, artık bir üniversite olarak anılan ve bu anlamda ilerleyen bir kurum haline gelmiştir. Elde edilen sonuçları, dışardan görmek mümkün olmayabilir. Ama içerde çalışan biri olarak şunu rahatlıkla ifade etmek isterim ki ÇOMÜ büyük sıkıntıların tamamını aşmıştır. Bundan sonra, üniversite olarak çalışan bir kurum olmuştur. Yürekten inanıyorum ki; bu aşamadan sonra üniversitemiz, çok daha büyük başarılara imza atacak bir kurum olma yolunda daha da ilerleyecektir. Bu anlamda, emeği geçen herkese üniversitemiz adına teşekkür borçluyuz. Şüphesiz ki; böyle büyük bir kurumun gerek içeriden gerekse dışarıdan desteğini esirgemeyen birçok insanın da emeği var. Aynı bakış açısını paylaştığımız için büyük destek görmüştür ve olması gereken yere gelmiştir. Bunu hep beraber başardığımızı söyleyebilirim. Kadro bekleyen yüzlerce akademisyenimiz vardı. ÇOMÜ için rakamlar gerçekten korkutucuydu. Fakat biz bu hususu aştık. Bu devasa yükün, üniversitemizin üstünden antalya rus escortrılmış olması anlamına gelir. Ama bunu tek başımıza yaptığımızı iddia etmedim, etmem de mümkün değil. Üniversitemiz adına YÖK Başkanı Sayın Prof. Dr. Yekta Saraç’a da çok teşekkür ediyorum. Çünkü büyük desteği olmuştur ve olmaya da devam etmektedir. Aynı bakış açısını yakalamış durumdayız. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi , herhangi bir üniversite gibi böyle şeylerle uğraşan değil ,başarılar için uğraşan kurum olsun. Bir çeteleşme olmasın, bir yapının, ideolojinin eseri olmasın.
Birçok Projenin Temeli Atıldı, Sessiz Sedasız Gerçekleşiyor
Sadece bir kütüphane başarısının arkasına sığınmaya çalışan bir anlayışın aslında o başarı olarak lanse ettiği şeyin bile başarı olmadığının anlatmakta ısrar ettim ve ısrarımda haklıydım. Kurgusal bir çetenin olmadan olacakları ve olmuşları da çarpıtarak reklam haline dönüştürdüğünü hep eleştirdim. Her şey takip edilip çarpıtılıp basına yansıtılıyordu. Biz ise kimseye cevap yetiştirmeye uğraşmadık, kimseyle kavga etmek için uğraşmadık. Üniversite projelerini asla terk etmedik. Bir üniversitede olması gereken bütün projeleri tek tek takip ettik. Zamanımızın çoğu yollarda geçti, geçiyor hiç önemli değil. Hepsini gerçekleştiriyoruz. O söylediğimiz bütün projelerin hepsinin gerçekleştiğini görüyoruz. Anafartalar Kampüsü inşaatı çalışmaları başladı, Spor Salonu inşaatı neredeyse bitti. Biga Kampüsüne iki bina yapmaya karar verdik birinin temelini attık diğerinin çalışmaları sürüyor. Fen Edebiyat Fakültesi’ne ek bina yapıyoruz. BESYO’nun Dardanos Yerleşkesi’ne taşınma sürecini başlattık. Ayvacık MYO inşaatı başladı bitiyor, Gökçeada’ya okulu yaptık, bitirdik ama kimsenin haberi yok. Haberi olsun diye uğraşmıyoruz. Daha sayamadığım birçok projeden sadece açılışı yapılırken, kullanıma başlandığında haberdar olunacak.
Teknoloji Üreten, Fikir Üreten Bir Toplum Olmalıyız
Sosyal alanda da ,sanatta da teknoloji üreten, fikir üreten bir toplum olmalıyız. Bakın eğer siyasette biz fikir üreten bir toplum olabilseydik bugün içinde bulunduğumuz referandum sürecini sloganlarla değil de daha gerçekçi sözlerle götürebiliyor olurduk. Dikkat ederseniz hep sloganlar duyuyoruz. Demokrasi elden gidiyor, Cumhuriyet elden gidiyor, Tek adam geliyor filan. Bunları herhangi bir görüşü desteklemek için söylemiyorum. Böyle sloganvari söylemleri bize layık gören siyasiler, fikir üretemeyen, teknoloji üretemeyen siyasiler demektir. Bunu aşmak zorunda olan bir toplumuz. Umarım Türkiye için hayırlı olacak, inşallah güzel sonuçlar çıkacaktır. Türkiye için doğru olan neyse o olsun istiyoruz. İnşallah da öyle olacaktır.
Toplantı, akademisyenlerin önerileri ve soru cevap bölümüyle sona erdi.
Haber – Fotoğraf: Tuncay Ak